- Tarihi ve kültürel mirası ile adeta bir açık hava müzesi olan Bursa, bugüne kadar yapılan Dede Korkut araştırmalarına yeni bir boyut kazandıracak bir esere daha ev sahipliği yapıyor.

Kapalı Çarşı'da antikacılık yapan İbrahim Koca’ya, Fadıllı Köyü’nden, 7-8 yıl önce gelen bazı yazmalar arasında Dede Korkut Hikâyeleri de bulunur. İbrahim Koca, elindeki Kur’an-ı Kerim yazmaları ve icazetnameleri 2018 yılında, sergilenmek üzere Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’ne bağışlar. Bu eserler arasında yer alan Dede Korkut Yazması, geçen yıl müzeyi gezerken gören koleksiyoner Mehmet Yayla, Prof. Dr. Ersen Ersoy’u bu eserden haberdar eder ve Dede Korkut Destanı’nın yeni bir nüshasının Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde yer aldığı herkesin malumu olur. Büyükşehir Belediyesi tarafından yazmanın dijitale aktarım işi, eski kâğıt restoratörü nezaretinde yapıldı. Eser üzerindeki çalışmalar, yazmanın 1610-1640 yılları arasında tarihlendiğini işaret ederken, kâğıdın üzerinde yer alan filigranlar da eserin batı kâğıdına sahip olduğunu gösteriyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından tıpkıbasımı yapılarak, ilim alemine armağan edilen Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazması, Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde düzenlenen törenle kamuoyuna tanıtıldı.

Eserin tanıtım toplantısında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Dede Korkut Hikâyelerinin, Türk milletinin töresini, inancını, ahlâkını ve kahramanlıklarını anlatan dünya kültür mirası için de değeri yüksek bir eser olduğunu hatırlattı.

İLK NÜSHADAN 125 YIL SONRA

Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazması’nın girişine derleme makalesi yazan ve tıpkıbasımda danışmanlık yapan Dede Korkut Uzmanı, Akademisyen Prof.Dr. Osman Fikri Sertkaya da Bursa Yazması’nın önemine değindi. Birinci Dede Korkut Yazması’nın, 2. Beyazıt’ın Bursa’da medfun oğlu şehzade Alemşah’a sunulduğunu hatırlatan Prof.Dr. Sertkaya, “Ancak Alemşah'ın kütüphanesindeki yazma, Kudüs'e gitti. Kudüs'te satın alınıp, Vatikan'a gitti. Ancak 1952 yılında İtalyanca olarak yayınlandı. Yapılan incelemede Bursa Yazmasının 1610 ile 1640 yılları arasına tesadüf ettiği tespit edildi. Türklerin kullandığı iki çift kağıt var. Doğudan gelen kağıtlar, batıdan gelen kağıtlar. Doğu kağıtlarında fligran yok, batı kağıtlarında var. Bu yazma batı kağıtlarına yazılan yazmadır. Dolayısıyla 1635 yılını gösteriyor. O halde Alemşah’a 1510’da sunulduğunu düşündüğümüz ilk yazımdan 125 yıl sonra Bursa Belediyesi’nin şanına layık olan bir güzel yayınla Bursa yazmasını Türk ilim alemine kazandırmış oluyoruz” dedi.

Dede Korkut Hikayeleri Bursa Yazmasının latin harflerine çevrilmesi üzerine çalışan Prof.Dr. Ferruh Ağca da tıpkıbasımın ardından bu yazma üzerine yapılacak çalışmalarla Dede Korkut ile ilgili çalışmaların da çok ileriye taşınacağını kaydetti.

Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ferudun Yılmaz da böylesi önemli bir eserin ilim alemine kazandırılmasında emeği olan herkese teşekkür etti.